Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

anfällig

listen to the pronunciation of anfällig
Немецкий Язык - Турецкий язык
Английский Язык - Турецкий язык

Определение anfällig в Английский Язык Турецкий язык словарь

delicate
hassas

O, hassas bir problem. - It's a delicate problem.

Şu anda hassas bir konumdayım. - I am now in a delicate position.

delicate
{s} kolaylıkla kırılabilen, kırılgan, nazik
delicate
hassas,narin
delicate
zarafet
delicate
yumuşak (dokunuş)
delicate
(yemek) leziz ve hafif
delicate
(alet/vb.) duyarlı
delicate
ince
be prone
yatkın olmak
delicate
zarif

Layla'nın çok zarif özellikleri vardı. - Layla had very delicate features.

Fadıl, zarif Leyla'yı acımasız bir dünyadan kurtarmak istedi. - Fadil wanted to save the delicate Layla from a harsh world.

delicate
{s} ince (yapı), narin
delicate
(sıfat) nazik, narin, ince, düşünceli, duyarlı; hassas, güvenli, ince (iş), ; lezzetli, nazlı
delicate
incelikle delicateness incelik
delicate
{s} nazik
delicate
{s} nazlı
delicate
{s} lezzetli