Su boruları dondu ve sonra patladı.
- The water pipes froze and then burst.
Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
Ara sıra ondan haber alıyorum.
- I hear from him every now and then.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
Hemen karar vermek zorundaydım.
- I had to decide right then and there.
Onun tekrar olmamasına asla izin vermemeye hemen karar verdim.
- I decided then and there to never let that happen again.
It created a disruption, and then some.
Call your mother now and then and let her know you care.
... and then everything is right in the world. >>Kevin Allocca: Wow. We'll talk about the ...
... And then you want that to happen really fast. ...