Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
Saat ikiye kadar yatmadan onu bekledik ve sonra yatmaya gittik.
- We waited up for him until two o'clock and then finally went to bed.
Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Tom comes to visit us every now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Hemen karar vermek zorundaydım.
- I had to decide right then and there.
Onun tekrar olmamasına asla izin vermemeye hemen karar verdim.
- I decided then and there to never let that happen again.
It created a disruption, and then some.
Call your mother now and then and let her know you care.
... and with the song and then getting always amazing news analysis many people ...
... And then get people to thumbs up, get people talking, get ...