Titiz bir hakem maçı bozabilir.
- A fussy referee can ruin a bout.
Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.
- The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.
Hakem, tenis kortunun yan tarafında yüksek bir sandalyede oturuyor.
- The umpire sits in a high chair at the side of the court.
Hakem oyunu faul olarak nitelendirdi.
- The umpire called the ball foul.
Oyuna hakemlik yapmam rica edildi.
- I was asked to umpire the game.
The umpire called the pitch a strike.