Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
- The official in charge let me in.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
- Thai is the official language of Thailand.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti.
- He asked the officials to lift the ban.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar.
- Customs officials carried out a full body search on Tom.
Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.
- A customs official asked me to open my suitcase.
offical support for disabled students in METU.
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Amerika Birleşik Devletlerinin Burmaya karşı ekonomik yaptırımları resmen sona erdi.
- The United States has officially ended economic sanctions against Burma.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
... two thousand ten official song instead of choosing an african artist ...
... some official people. ...