Sana davetiye gönderemem.
- I can't send you the invitation.
Davetiye, Hediyeler yok, lütfen diyordu.
- The invitation said, No gifts, please.
Sizi bir partiye davet etmek istiyorum.
- I want to invite you to a party.
Sizi partiye davet etmek istiyorum.
- I'd like to invite you to the party.
Hasta olduğum için daveti geri çevirmek zorunda kaldım.
- I had to decline the invitation because I was ill.
Başkan Lincoln daveti kabul etti.
- President Lincoln accepted the invitation.
Onu davet etmeliydin fakat etmedin.
- You ought to have invited him, but you didn't.
Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.
- I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
... to roll it out in stages. Initially by invitation only to U.S. users. ...
... Thank you so much for the invitation. ...