an interrogation; a question

listen to the pronunciation of an interrogation; a question
Английский Язык - Турецкий язык

Определение an interrogation; a question в Английский Язык Турецкий язык словарь

interrogate
sorgulamak

Polis Tom'u sorgulamak istiyor. - The police want to interrogate Tom.

interrogate
sorgudan geçirmek
interrogate
(Osmanlıca) isticvap etmek
interrogate
(Kanun,Osmanlıca) istinkak etmek
interrogate
sorgula

Tutuklanmamdan hemen sonra birkaç kez sorgulandım. - Right after my arrest I was interrogated several times.

Polis Tom'u sorgulamak istiyor. - The police want to interrogate Tom.

interrogate
sorguya çekmek
interrogate
SORGUYA ÇEKMEK: Harp esirlerini veya kıymetli bilgilere sahip oldukları sanılan kimseleri, istihbarat maksadıyla, sorguya çekmek
interrogate
{f} soru sormak
interrogate
{f} ifadesini almak
interrogate
sorguya çek

Tom Kanadalı gümrük yetkilileri tarafından sorguya çekildi. - Tom was interrogated by Canadian customs officials.

O bir şüpheliyi sorguya çekti. - She interrogated a suspect.

Английский Язык - Английский Язык
interrogate
an interrogation; a question
Избранное