Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Английский Язык - Турецкий язык
Определение an instance of kidnapping в Английский Язык Турецкий язык словарь
- kidnap
- (adam/çocuk) kaçırmak
- kidnap
- {f} (fidye için) (birini) kaçırmak
- kidnap
- (fiil) kaçırmak
- kidnap
- fidye almak için insan kaldırmak
- kidnap
- f birini zorla veya hile ile kaçırıp götürmek
- kidnap
- {f} kaçırmak
Tom'un çocuk kaçırmakla ilgisi yoktu.
-Tom had nothing to do with the kidnapping.
Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı.
-To my surprise, the noted psychologist was accused of a kidnapping.
- kidnap
- kaçır
Ben Tom'un adam kaçırmaya karıştığını inanmayı zor buluyorum.
-I find it hard to believe that Tom was involved in the kidnapping.
Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
-Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- kidnap
- dağa kaldırmak
- kidnap
- çocuk kaçırmak
Tom'un çocuk kaçırmakla ilgisi yoktu.
-Tom had nothing to do with the kidnapping.
O, çocuk kaçırmakla suçlanıyor.
-He is accused of kidnapping.
- kidnap
- kaçırmak (çocuk vb)
- kidnap
- adam kaldırmak
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение an instance of kidnapping в Английский Язык Английский Язык словарь
- kidnap
an instance of kidnapping
Расстановка переносов
an in·stance of kid·nap·pingТурецкое произношение
ın înstıns ıv kîdnäpîngПроизношение
/ən ˈənstəns əv ˈkədˌnapəɴɢ/ /ən ˈɪnstəns əv ˈkɪdˌnæpɪŋ/
Resimler
История
Избранное