Onlar vagonları sürdü ve malzemeleri taşıdı.
- They drove wagons and carried supplies.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
O, bir Japon otomobiline sahiptir.
- He has a Japanese car.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.
- They're taking the freight out of the train car.
Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
- In America cars drive on the right side of the road.
Dün gece arabam çalındı.
- My car was stolen last night.