Aniden, katip öfkeden kendini kaybetti.
- All of a sudden, the clerk lost his temper.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Tom'un denediği ceket çok küçük olduğu için, tezgahtar ona denemesi için bir tane daha verdi.
- Since the coat Tom tried on was too small, the clerk gave him another one to try on.
Süpermarkette bir tezgahtardır.
- She is a clerk in the supermarket.
Şimdilik, büyük bir mağazada sekreterlik yapıyor.
- For the time being, she is clerking in a department store.
Babam bir banka memuru.
- My father is a bank clerk.
Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
- The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.