Определение an early form of better в Английский Язык Турецкий язык словарь
- bet
- {f} bahse girmek
Bunun üzerine bahse girmek ister misin?
-Do you want to bet on that?
Bahse girmek için ne kadar istiyorsun?
-How much do you want to bet?
- bet
- {i} iddia
Tom bu iki tuz markası arasındaki farkı tadabileceğini iddia ediyor.
-Tom claims that he can taste the difference between these two brands of salt.
Tom Mary ile onu kol güreşinde yenebileceğine dair iddiaya girdi.
-Tom bet Mary that he could beat her at arm wrestling.
- bet
- iddiaya tutuşmak
- bet
- bahse tutuşmak
- bet
- bahis
O, onunla bahis tutuştu.
-He made a bet with her.
Yerinde olsam o ata bahis oynamam.
-I wouldn't bet on that horse if I were you.
- bet
- {f} bahse gir
Bahse girerim ki sen sapıkça bir şey düşünüyordun.
-I just bet you were thinking something perverse just now.
Mary bu gece gelmezse, Tom'un memnun olacağına bahse girerim.
-I bet Tom would be glad if Mary didn't come tonight.
- bet
- bahis olarak yatırılan para
- bet
- üzerine oynamak
- bet
- {f} iddiaya girmek
- bet
- {f} kuvvetle sanmak: I bet he's there. Bence orada olması kesin
- bet
- {f} para sürmek
- bet
- Elbette I Hay hay
- bet
- {i} bahis parası
- bet
- {f} (bet/--ted, --ting)
- bet
- best bet en iyi yol veya çare
- bet
- {f} bahse girmek, bahis tutuşmak
Связанные Термины
Определение an early form of better в Английский Язык Английский Язык словарь
- bet