İstasyonun önünde bir çeşme var.
- There's a fountain in front of the station.
Tenis kortu yanında bir çeşme var.
- There's a drinking fountain by the tennis court.
Şimdi çocuk zaten pınara düştü.
- Now the child has already fallen in the fountain.
Güzel bir altın dolmakalemim var.
- I have a nice golden fountain pen.
Bu dolmakalem şimdiye kadar kullandığım herhangi biri kadar iyi.
- This fountain pen is as good as any I have ever used.
Jet uçağı Narita'ya bir saat geç ulaştı.
- The jet plane reached Narita an hour late.
Jet uçağı anında havalanır.
- The jet plane took off in an instant.