Yaralılar ambulanslarla en yakın hastaneye götürüldü.
- The ambulances carried the injured to the nearest hospital.
Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi.
- Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner.
Cankurtaranlar kırmızı ışıklarda durmak zorunda değiller ama genellikle yavaşlarlar.
- Ambulances don't have to stop at red lights, but they usually slow down.
Bir cankurtarana ihtiyacın var.
- You need an ambulance.
Ambülansla hemen yakındaki hastaneye kaldırıldı.
- He was rushed by ambulance to the nearby hospital.
Otobüsle gitmek çok zaman alacak mı sence?
- Do you think it will take long by bus?
Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.
- It's more economical to go by bus instead of taking a taxi.
Bu otobüs Minsk'e gidiyor.
- This bus is going to Minsk.
5 numaralı otobüsü binmelisin.
- You should take the number 5 bus.
Kaza olduğunda neredeyse otobüsteki yolcuların hepsi uyuyordu.
- Almost all of the passenger in the bus were asleep when the accident happened.
Bana otobüs durağına giden yolu gösterir misiniz?
- Could you show me the way to the bus stop?
So they had to take me from there in an ambulance. . . . I remember my dad and uncle used to call them meat wagons.
... pretending he's an ambulance. ...