Sarılmaktan vazgeçtiler.
- They stopped hugging.
Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to hug you.
Sana sarılmama izin ver.
- Let me give you a hug.
O, ona sarılmak istiyor.
- She wants to hug him.
Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
- I won't ever try hugging Tom again.
Herkesin büyük bir kucaklamaya ihtiyacı var.
- Everyone needs a big hug.