Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Nicelik değil, nitelik.
- Quality, not quantity.
Nitelik, nicelikten baskın çıkar.
- Quality trumps quantity.
Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
- The quality of higher education must answer to the highest international standards.
Kaliteyi miktara tercih ederim.
- I prefer quality to quantity.
Benim stereo setimin ses kalitesi seninkinden daha kötü.
- My stereo set is inferior to yours in sound quality.
Ses kalitesi önemlidir.
- Sound quality matters.
Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
- Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
Eğer kalite istiyorsanız, bunun için ödeme yapın.
- If you want quality, pay for it.