Tom telafi etmek için söz verdi.
- Tom has promised to make amends.
Şimdi telafi etme zamanı.
- Now it's time to make amends.
Tom telafi etmek için söz verdi.
- Tom has promised to make amends.
Tom telafi etmek için ne yaptı?
- What has Tom done to make amends?
Tom çaldığı tüm parayı geri vererek özür dilemeye çalıştı.
- Tom tried to make amends by giving back all the money he had stolen.
Listemde henüz özür dilemediğim üç kişi var.
- There are only three people on my list that I haven't yet made amends to.
Bazı insanlar anayasayı değiştirmek istiyorlar.
- Some people want to amend the constitution.
Kadınların oy verebilmesi için anayasa değiştirildi.
- The constitution was amended so that women could vote.
İnsan hakları beyannamesi ABD Anayasasını değiştirdi.
- The Bill of Rights amended the U.S. Constitution.
Yaptığım her şeyi telafi etmek için bir gönüllü olarak çalışmak istiyorum.
- I want to work as a volunteer to make amends for everything I've done.
Davranışımı telafi etmek istiyorum.
- I want to make amends for my behavior.
Onlar dokümanı düzelttiler.
- They amended the document.
Sizin toprağınızın düzeltilmeye ihtiyacı var.
- Your soil is in need of amending.
Amends were made for the damage and no charges were filed.
he gave her a vomit, and conveyed a serpent, such as she conceived, into the basin; upon the sight of it she was amended.
I hope they can stop fighting and make amends.