Ona senin bana borçlu olduğundan çok daha fazlasını ben sana borçluyum dedim. Sana nişanlımın hayatını borçluyum, Mary.
- I owe you much more than you owe me, I said to him. I owe you the life of my fiancee, Mary.
Nişanlım bana önceden bildirmeden geldi ve ben mahcup hissettim.
- My fiancee arrived without notifying me beforehand, and I felt embarrassed.