O, daha ileriye yürüyemedi.
- He could not walk any further.
Ben daha ileriye gidemem.
- I can't go any further.
Bitki yaşamı için, suya ek olarak güneş ışığı kesinlikle gereklidir.
- In addition to water, sunshine is absolutely necessary for plant life.
Diğer endişelerime ek olarak, bu olmak zorunda.
- In addition to my other worries, this has to happen.
O benden daha ileriye yüzebilir.
- She can swim further than I can.
Ben daha ileriye gidemem.
- I can't go any further.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
- In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
- In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
- We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
- Do you have anything further to say?
Başka bir talimata kadar sessiz kalacaksın.
- You will remain silent until further instructed.
Soracak başka sorunuz var mı?
- Do you have any further questions to ask?
Daha başka yorum lüzumsuzdur.
- Any further comment is redundant.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Tom'un daha fazla sorusu yoktu.
- Tom had no further questions.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.