Tom, Mary'nin neden diğerleri kadar meşgul olmadığını merak etti.
- Tom wondered why Mary wasn't as busy as everybody else.
Diğerleri ne düşünüyor?
- What does everybody else think?
Başka herkes bekledi.
- Everyone else waited.
Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.
- In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us.
You can lie to everyone else, but you can't lie to yourself.
- Du kannst alle anderen, nicht aber dich selbst belügen.
Where's everyone else?
- Wo sind alle anderen?