Onun hakkında türlü türlü söylentiler yayılıyordu.
- All sorts of rumors were floating around about her.
Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
- All sorts of rumors rose about her past.
Onun yokluğu her türlü söylentiye yol açtı.
- His absence gave birth to all sorts of rumors.
Tom bana her çeşit soru sordu.
- Tom asked me all sorts of questions.
Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
... You'll find all sorts of elements that can only be made in a supernova. ...
... successful team drafts based on careful statistical analysis. They’ve found all sorts of patterns ...