Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.
- The computer repair took all day.
Gerçek yemek yeme yerine, sadece tüm gün abur cubur yedik.
- Instead of eating real food, we just ate junk food all day.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- She's been working all day long.
Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
- Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.
Bütün gün boşa kürek salladı.
- He built castles in the air all day.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.