O, kitaplarını evin her yerine bıraktı.
- He left his books all around the house.
Her yerde çiçekler vardı.
- There were flowers all around.
Tom müthiş çok yetenekli bir atlettir.
- Tom is a terrific all-around athlete.
Tom'u ararken kasabayı çepeçevre gezdim.
- I drove all around town looking for Tom.
Rusya'yı çepeçevre seyahat ettim.
- I traveled all around Russia.
an all-around better player than me.