Askerler alarmdaydılar.
- The soldiers were on the alert.
Tsunami alarmı iptal edildi.
- The tsunami alert has been canceled.
Benim daha dikkatli olmam gerekiyor.
- I need to be more alert.
İşlek bir caddeden geçerken dikkatli ol.
- Be alert when you cross a busy street!
Ben bir fincan kahve içtikten sonra daha uyanık hissediyorum.
- I feel more alert after drinking a cup of coffee.
Olası tehlikelere karşı uyanık olmalısın.
- You should be alert to the possible dangers.
Tetikte ol. Tahliye emri herhangi bir zamanda olabilir.
- Be on alert. The evacuation order may occur at any moment.
O tekrar aldatılmak istemiyordu ve her zaman tetikteydi.
- He didn't want to be cheated again, and was always on the alert.
Tom yetkilileri uyardı.
- Tom alerted the authorities.
Tsunami uyarısı iptal edildi.
- The tsunami alert was cancelled.
Tsunami uyarısı iptal edildi.
- The tsunami alert was cancelled.
Her zaman uyanık olmak zorundayız.
- We have to be alert all the time.
Tehlikeler için tetikte olmalıyız.
- We must be alert to dangers.
... time incident alerts. ...