Derision is the food of fools.
- Alay aptalların yiyeceğidir.
This dog is our regimental mascot.
- Bu köpek bizim alay maskotumuzdur.
He ridiculed my idea.
- O benim fikrimle alay etti.
Tom ridiculed my idea.
- Tom fikrimle alay etti.
It is cruel to mock a blind man.
- Kör bir insanla alay etmek acımasızcadır.
The boy mocked his friend for being a coward.
- Çocuk, korkak olduğu için, arkadaşıyla alay etti.
She scoffed at my poem.
- O şiirimle alay etti.
They scoffed at our efforts.
- Çabalarımızla alay ettiler.
Tom doesn't understand irony or sarcasm.
- Tom ironiyi ya da alaycılığı anlamıyor.
Sami's wife was constantly taunting him.
- Sami'nin karısı sürekli olarak onunla alay ediyordu.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
A teacher should never make fun of a pupil who makes a mistake.
- Bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir.
You shouldn't make fun of Tom.
- Tom'la alay etmemelisin.
Tom doesn't understand irony or sarcasm.
- Tom ironiyi ya da alaycılığı anlamıyor.
Tone of voice can indicate anger and irony.
- Ses tonu öfke ve ince alayı gösterebilir.
Either you are teasing me or you are making fun of me.
- Ya benimle dalga geçiyorsun ya da benimle alay ediyorsun.
I'm not teasing their neighbors.
- Onların komşularıyla alay etmiyorum.
This dog is our regimental mascot.
- Bu köpek bizim alay maskotumuzdur.