We arrived here at six yesterday evening.
- Buraya dün akşam altıda geldik.
Good evening, how are you?
- İyi akşamlar, nasılsın?
My father usually watches television after dinner.
- Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
My mother is busy cooking dinner.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
I usually watch television before supper.
- Genellikle akşam yemeğinden önce televizyon izlerim.
Mother mentioned that it was about time to prepare supper.
- Annem akşam yemeği hazırlamanın zamanı olduğunu belirtti.
Tom ate dinner in the dark.
- Tom karanlıkta akşam yemeği yedi.
I have to be home tonight before it gets dark.
- Bu akşam hava kararmadan önce evde olmak zorundayım.
On Friday night, three men came into Mr White's hotel and asked for rooms.
- Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
Tom didn't have dinner last night.
- Tom dün akşam akşam yemeği yemedi.
Judging from the look of the sky, we might have a shower before nightfall.
- Gökyüzünün görünümünü bakılırsa, biz akşam üzeri bir duş olabiliriz.
Even if they have a good wine menu, I will not want to dine here.
- İyi bir şarap menüleri olsa bile, burada akşam yemeği yemek istemeyeceğim.
We have a party tomorrow evening.
- Yarın akşam bir partimiz var.
I had a good time last evening.
- Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.
We're going to visit the Sun. But in the cool of evening!
- Biz güneşe gideceğiz, ama akşam serinliğinde gideceğiz!
The express arrives at 6:30 p.m.
- Ekspres akşam 6:30'da varır.
We were arriving in Chicago at 9:00 p.m.
- Akşam 09:00'da Chicago'ya varıyorduk.
In the evening, I go to bed at ten.
- Akşam, onda yatmaya giderim.
Mother insists that we should be home by seven in the evening.
- Anne akşam yedide evde olmamız gerektiğinde ısrar ediyor.
I like doing stretching exercises at dusk.
- Akşam karanlığında gerinme egzersizleri yapmayı seviyorum.
Would you like to have supper with us on the weekend?
- Hafta sonunda bizimle akşam yemeği yemek ister misin?
I don't feel like eating supper tonight.
- Bu akşam canım akşam yemeği yemek istemiyor.
I would like to have dinner.
- Akşam yemeği yemek istiyorum.
Come have dinner with me.
- Benimle akşam yemeği yemek için gel.
I'll cook for you tonight.
- Bu akşam sana yemek pişireceğim.
We are giving a farewell party for him tonight.
- Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
Mary'e bu gece yemek hazırlaması için izin vereceğiz.
- Mary'nin bu akşam bizim için akşam yemeği hazırlamasına izin vereceğiz.