If you want to get something in life, you should go against the flow.
- Hayatta bir şey elde etmek istiyorsanız, akıntıya karşı yüzmelisiniz.
This river flows too fast to swim in.
- Bu nehir yüzmek için çok akıntılı.
The boat is going against the current.
- Tekne akıntıya karşı gidiyor.
We rowed up the river against the current.
- Nehirde akıntıya karşı kürek çektik.
To strive against the stream requires courage.
- Akıntıya karşı çabalamak cesaret gerektirir.
The boat drifted down the stream.
- Tekne akıntıyla sürüklendi.
The boat drifted down the stream.
- Tekne akıntıyla sürüklendi.
I have a discharge from my left ear.
- Benim sol kulağımda bir akıntı var.