Bu konuda Tom'la anlaşmak zorunda kaldık.
- I have to agree with Tom on this one.
Bu konuda Tom'la anlaşmak zorunda kaldık.
- I've got to agree with Tom on this one.
Korkarım Tom'un analizlerine katılmak zorundayım.
- I'm afraid I have to agree with Tom's analysis.
Buna katılmak zorundayım.
- I have to agree with this.
Tom ve ben genellikle birbirlerimizle anlaşırız.
- Tom and I usually agree with each other.
Tom'la tesadüfen anlaşıyorum.
- I happen to agree with Tom.
Onunla aynı fikirde olmak zorundayım.
- I have to agree with him.
Burada Tom'la aynı fikirde olmak zorundayım.
- I've got to agree with Tom here.
... at some point in their lot but I agree with republicans like senator Rubio that ...
... it's not policy of his department to help lower gas prices. Do you agree with Secretary ...