Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.
- A long time ago, there was a bridge here.
Onu bir süre önce buldum.
- I found it some time ago.
Ben bir süre önce bu şarkıyı dinledim.
- I have heard of this song some time ago.
Tom bunu uzun süre önce yapmalıydı.
- Tom should've done that long ago.
Uzun süre önce o filmi izledim.
- I have seen that film long ago.
Yıllar önce golf oynamaya başladım.
- I began playing golf years ago.
Yıllar önce orada bir kale vardı.
- There was a castle here many years ago.
O uzun zaman önce oldu.
- That happened long ago.
Onu uzun zaman önce yapmalıydı.
- He should have done that long ago.
in days ago/in days agone.
gone long ago.
There was a Roman fort here long ago.
... He was on 60 Minutes just two weeks ago and he was asked: Is it fair for somebody like ...
... Seven million years ago, ...