O, on yedi yaşındadır.
- She is aged seventeen.
Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü.
- Fadil died in prison, aged 76, of natural causes.
Tom biraz yaşlanmadı.
- Tom hasn't aged one bit.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.
- The middle aged man was charged with assault.
O, orta yaşlı şişman bir kadındır.
- She's a middle-aged fat woman.
Tom parkta çekici orta yaşlı bir bayan gördü.
- Tom saw an attractive middle-aged lady in the park.
Aged 18, he had no idea what would happen next.