age, or old age; as, a man in years

listen to the pronunciation of age, or old age; as, a man in years
Английский Язык - Турецкий язык

Определение age, or old age; as, a man in years в Английский Язык Турецкий язык словарь

year
sene

Babası geçen sene ölmüş. - His father died last year.

Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir. - This is the hotel where we stayed last year.

year
{i} yıl

Yıllar önce orada bir kale vardı. - There was a castle here many years ago.

Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor. - Visitors to that town increase in number year by year.

year
{i} yaş

Sam Tom'dan iki yaş küçük. - Sam is two years younger than Tom.

Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı. - When Justin Bieber started his music career, he was fourteen years old.

year
her zaman

Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider. - My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.

Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu. - Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.

year
daima

Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra. - The Russians copy the French ways, but always fifty years later.

year
bir gezegenin güneş etrafinda döndüğü müddet
year
ihtiyarlık
year
zaman

İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir. - If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.

Yılın bu zamanında bir sürü karımız var. - We have a lot of snow at this time of the year.

year
year after year her sene
year
year in year out seneden seneye daima
year
(Askeri) yıl Z

Tayfunlar her yıl zarara yol açar. - Typhoons bring about damage every year.

Gelecek yıl zor olacak. - Next year will be tough.

year
year by year seneden seneye
year
a year and a daybir sene bir gün
Английский Язык - Английский Язык
year