affording entrance; receptive; yielding; willing; open; prompt

listen to the pronunciation of affording entrance; receptive; yielding; willing; open; prompt
Английский Язык - Турецкий язык

Определение affording entrance; receptive; yielding; willing; open; prompt в Английский Язык Турецкий язык словарь

pregnant
{s} gebe

Ne kadar zamandır gebesin? - How long have you been pregnant?

455 kadından bir kadın gebeliğinin yirminci haftasına kadar hamile olduğunu fark etmez. - One out of 455 women doesn't realize she's pregnant until the twentieth week of pregnancy.

pregnant
{s} hamile

Dört aylık hamileyim. - I'm four months pregnant.

Maddelerin bazıları, özellikle eğer hamile iseniz, zararlıdır. - Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.

pregnant
karnı burnunda olmak
pregnant
karnı burnunda
pregnant
{s} with ile dolu
pregnant
semereli
pregnant
fikirlerle dolu
pregnant
yaratıcı/manalı/hamile
pregnant
{s} manâlı
pregnant
{s} yaratıcı
pregnant
{s} anlamlı
pregnant
fikirle dolu bir şekilde
pregnant
tubular pregnancy dış gebelik
pregnant
manalı olarak
pregnant
{s} verimli
Английский Язык - Английский Язык
pregnant
affording entrance; receptive; yielding; willing; open; prompt
Избранное