I certainly don't condone that.
- Kesinlikle onu affetmem.
I lied. Please forgive.
- Yalan söyledim. Lütfen affet.
Please forgive me for telling a lie.
- Yalan söylediğim için beni affet,lütfen.
Tom forgave Mary on his deathbed.
- Tom Mary'yi ölüm döşeğinde affetti.
Tom never forgave himself for hurting Mary the way he did.
- Tom yaptığı tarz Mary'yi incittiği için kendini asla affetmedi.
My mother excused his mistake.
- Annem onun hatasını affetti.
The teacher excused me for being late for class.
- Öğretmen derse geç kaldığım için beni affetti.
She has forgiven him for everything.
- O, her şey için onu affetti.
I have forgiven her already.
- Ben onu zaten affettim.