adverb awful 2

listen to the pronunciation of adverb awful 2
Английский Язык - Турецкий язык

Определение adverb awful 2 в Английский Язык Турецкий язык словарь

very
tümüyle

I am very against the legalisation of drugs - Uyuşturucuların yasalaşmasına tümüyle karşıyım.

very
zilzurna

We got very drunk. - Zilzurna sarhoş olduk.

very
cüda
very
ta kendisi

You are the very definition of love - Sen aşkın ta kendisisin.

very
çok

Benim çok iyi bir sözlüğüm yok. - I haven't a very good dictionary.

Tokyo çok büyük bir şehirdir. - Tokyo is a very big city.

very
pek

Tom'un pek çok arkadaşı yok. - Tom doesn't have very many friends.

Yemek hakkında pek müşgülpesent değilim. - I'm not very particular about food.

very
köp

Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir. - A dachshund is a dog from Germany with a very long body and short legs.

Köpeklere çok düşkündür. - She is very fond of dogs.

very
tam

He left his last job for very this reason - İşinde tam bu yüzden ayrıldı.

Burası tam uzun süredir ziyaret etmek istediğim yer. - This is the very place that I have long wanted to visit.

Trafik çok yoğundu. Arabalar tampon tampona dizilmişti. - The traffic was very heavy. The cars were lined up bumper to bumper.

very
yaman
very
aynı

Marcus had scratched a door; the very one I had just entered moments ago, with a pen that had run out of ink - Marcus birkaç dakika önce girmiş olduğum aynı kapıyı mürekkebi tükenmiş bir kalemle çizdi.

O sadece bir doktor değil, aynı zamanda çok ünlü bir roman yazarıdır. - Not only was he a doctor, he was also a very famous novelist.

Aynı hatayı tekrar yaptın. - You have made the very same mistake again.

very
en

Those were his very last words - Bunlar onun en son sözleriydi.

very
çok, pek, gayet: very good çok iyi. very warm pek sıcak. He speaks English very well. İngilizceyi gayet iyi konuşuyor
very
kati

This is the very proof of God's grace - Bu Tanrı'nın lütfunun kati kanıtıdır.

Leyla ve Sami çok korkunç bir katil çiftiydi. - Layla and Sami were a very gruesome couple of killers.

Seri katillerin çoğu, çocukluklarında şiddete maruz kalmışlardır, ama çocukluklarında şiddete maruz kalan çok az insan, sonradan seri katil olmuştur. - Most serial killers have experienced brutal childhoods, but very few people who experienced brutal childhoods later become serial killers.

very
{s} bile

Makyajsızken bile çok hoş. - Even without makeup, she's very cute.

O, makyaj yapmadığı zaman bile, o çok güzeldir. - Even when she's not wearing makeup, she's very beautiful.

very
{s} salt

O salt melodi bana gençliğimi hatırlattı. - That very tune reminded me of my adolescence.

very
Marriage is the very thing for you Evlilik se
very
(sıfat) tam, bile, sırf, salt, mutlâk, çok, gerçek, aynı, özel
very
hususi
Английский Язык - Английский Язык
very
adverb awful 2
Избранное