Okuldan sonra sık sık tenis oynarım.
- I often play tennis after school.
Sık sık Londra'ya giderim.
- I often go to London.
Zenginler çoğu kez pintidirler.
- The rich are often misers.
Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm.
- I've often seen him bullied.
Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum.
- I often remember my happy childhood.
Onu şarkı söylerken görüyorum ama bu sıkça değil.
- I see him singing, but this isn't often.