She was chosen from ten thousand applicants.
- O, on bin adaydan seçildi.
Applicants are requested to apply in person.
- Adayların bizzat başvurmaları rica olunur.
The two candidates are struggling for mastery.
- İki aday ustalık için mücadele ediyorlar.
Many Republicans did not vote for their own candidate.
- Birçok Cumhuriyetçiler kendi adayı için oy vermedi.
There are six nominees for this year's prize.
- Bu yılki ödül için altı aday var.
He is a nominee in four award categories.
- O, dört ödül kategorisinde aday.
I would like to nominate Don Jones as chairman.
- Ben, başkan olarak Don Jones'u aday göstermek istiyorum.
I gave up running for president.
- Başkanlığa aday olmaktan vazgeçtim.
Pierce wanted to run for re-election.
- Pierce yeniden-seçilmek için aday olmak istedi.
He is one of the candidates running for mayor.
- Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.
None of the candidates got a majority of the votes.
- Adayların hiçbiri oy çoğunluğunu almadı.
Aren't there any qualified applicants?
- Hiç nitelikli adaylar yok mu?
Delete his name from the list of the applicants.
- Onun adını adayların listesinden sil.
In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon.
- Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.