He is acting on his own behalf.
- O kendi adına hareket etmektedir.
The lawyer spoke convincingly on behalf of his client.
- Avukat müvekkili adına ikna edici bir şekilde konuştu.
She spoke in behalf of the homeless.
- O, evsizler adına konuştu.
Fadil commited a heinous crime in the name of love.
- Fadıl, aşk adına iğrenç bir suç işledi.
In the name of the moon, we'll punish you!
- Ay adına, seni cezalandıracağız.
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
I would like to express our thanks on behalf of my colleagues.
- İş arkadaşlarım adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
I would like to express our thanks on behalf of my colleagues.
- İş arkadaşlarım adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
I thank you on behalf of my son.
- Oğlumun adına size teşekkür ederim.
He attended the meeting for his father.
- Babasının adına toplantıya katıldı.
I'm very happy for Tom.
- Tom adına çok mutluyum.