Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.
- A trivial problem doesn't require long contemplation.
Tom yardımımıza ihtiyaç duyuyor.
- Tom requires our assistance.
İstediğin başka bir şey var mı?
- Is there anything else you require?
Rezervasyon isteniyor.
- Reservations are required.
Bence, iyi tasarlanmış bir web sitesi yatay kaydırma gerektirmemeli.
- In my opinion, a well-designed website shouldn't require horizontal scrolling.
Sanat öğrenimi yapmak iyi bir zevk gerektirir.
- It requires a good taste to study art.