Bazı siviller öldürüldü.
- Some civilians were killed.
Dört asker ve on iki sivil öldürüldü.
- Four soldiers and twelve civilians were killed.
Eğer tarih bize bir şey öğrettiyse, o da özel mülkiyetin medeniyetin ayrılmaz bir parçası olduğudur.
- If history could teach us anything, it would be that private property is inextricably linked with civilization.
O, medeni haklarından mahrum edildi.
- He was deprived of his civil rights.
Tom Akdenizin eski medeniyetlerinin öğrenimini görüyor.
- Tom is studying the ancient civilizations of the Mediterranean.
Ona kibar bir cevap yazacağım.
- I will write him a civil answer.
Yerini yaşlı adama teklif etmesi, onun nazik bir davranışıydı.
- It was civil of him to offer his seat to the old man.
İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
- While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
Bir iç savaş tehlikesi vardı.
- There was a danger of civil war.