Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm accustomed to getting up early.
O, seyahat etmeye alışkındır.
- He's accustomed to traveling.
Kendimi gürültüye alıştırmam uzun zaman aldı.
- It took a long time to accustom myself to the noise.
Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı.
- He soon accustomed himself to cold weather.
I shall always fear that he who accustoms himself to fraud in little things, wants only opportunity to practice it in greater.