Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Ben büyük annemin yüzünü tam olarak hatırlamıyorum.
- I don't remember my grandmother's face accurately.
Ne olduğunu tam olarak anlattı.
- He accurately described what happened there.
Hikâye doğru görünüyor.
- The story seems true.
Hikâyesi doğru olmayabilir.
- His story may not be true.
Yukarıdaki metin konuyla ilgili kesin bilgiler içermiyor.
- The text above contains no accurate facts on the matter.
Onun davanın kesin bir raporunu hazırlaması gerekiyor.
- He needs to make an accurate report of the case.
Sizin durum analiziniz doğrudur.
- Your analysis of the situation is accurate.
Dürüst olmak gerekirse, ben dünyada en doğru kişi değilim.
- Honestly, I am not the most accurate person on earth.
Hakiki uyruğumuz insanoğludur.
- Our true nationality is mankind.
Onun meşgul olduğu gerçektir.
- That he was busy is true.
Bu da seninle ilgili gerçek.
- This is true of you, too.
Bu tamamen doğru gibi görünüyor.
- This seems entirely accurate.
O tamamen doğru değil.
- That's not completely accurate.
Tom rakamlarda hatasızdır.
- Tom is accurate at figures.
Tom, Mary'nin söylediğinin gerçek olduğu ihtimalini tamamen görmezden gelemedi.
- Tom couldn't completely rule out the possibility that what Mary said was true.
Onun tamamen doğru olduğunu sanmıyorum.
- I don't think that's quite true.
Bu, Fadıl Sadık'ın gerçek hikayesidir.
- This is the true story of Fadil Sadiq.
Sadece değişenler kendilerine sadık kalırlar.
- Only those who change stay true to themselves.
Bunun gerçekten doğru olup olmadığına emin değilim.
- I'm not sure if this is really true or not.
Onlar Amerika'da herhangi birinin başkan olabileceğini söylüyorlar fakat belki gerçekten doğru değildir.
- They say that in America anyone can become president, but perhaps that's not really true.
O tam olarak doğru değildi.
- That wasn't exactly true.
O tam olarak doğru değil.
- That's not exactly true.
For more than 90% of the figures (mostly drawn during 1976-1990), either a scale, or the given magnification, will allow the user to derive accurate measurements, even when these are lacking in the diagnosis.
Those conceive the celestial bodies have more accurate influences upon these things below.
this gun shoots true.
... a bootloader that can reliably and accurately report on the kernels and OSs it finds on ...
... have really beautiful characters. And I feel like you can most accurately describe a character ...