according to descartes, the essential attribute of mind

listen to the pronunciation of according to descartes, the essential attribute of mind
Английский Язык - Турецкий язык

Определение according to descartes, the essential attribute of mind в Английский Язык Турецкий язык словарь

thought
{i} düşünme: He was lost in thought. Düşünceye dalıp gitmişti
thought
{i} niyet
thought
f., bak. think
thought
{i} ilgi

Tom bana intiharla ilgili düşüncelere sahip olduğunu asla söylemedi. - Tom never told me he was having suicidal thoughts.

Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm. - I thought his opinion was relevant.

thought
tefekkür
thought
düşünceli

Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı. - She had a thoughtful look on her face.

Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli. - Oh, thanks! How thoughtful.

thought
dalgın
thought
kanı

Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı. - The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.

Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı. - The girl who I thought was a singer proved to be a different person.

thought
görüş

Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım. - I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.

Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm. - I thought we came here to discuss a new deal.

thought
düşünme

Yılanları çok düşünme onu solduruyor. - The very thought of snakes makes her turn pale.

Bunu hiç düşünmedim, dedi adam. Ne yapmalıyız? - I've never thought about this, said the man. What should we do?

thought
düşünülmek

Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir. - Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.

Çekici kadınların genellikle aptal olduğu düşünülmektedir. - Attractive women are often thought to be dumb.

thought
düşünce

O çok düşünceli ve sabırlı. - She is very thoughtful and patient.

Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi. - Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.

thought
(isim) düşünce, fikir, sanı, görüş, kanı, niyet, düşünme, özen, ilgi, felsefe, az şey
thought
tartmak
thought
{i} sanı

Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu. - I thought he loved you, but as it is, he loved another girl.

Sanırım Tom ziyarete gelmek için çok geç olduğunu düşündü. - I guess Tom thought it was too late to come visit.

thought
a happy thought mutluluk veren düşünce
thought
{i} felsefe: French thought Fransız felsefesi
thought
tasavvur
thought
kanaat
thought
{i} düşünce, fikir
Английский Язык - Английский Язык
thought
according to descartes, the essential attribute of mind

    Расстановка переносов

    ac·cord·ing to descartes, the es·sen·tial at·tri·bute of mind

    Произношение

Избранное