Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
- All students have access to the library.
Onun belgelere erişim hakkı vardı.
- He had access to the papers.
Polis yola girişi kısıtladı.
- The police restricted access to the road.
Onların kütüphaneye giriş izinleri var.
- They have access to the library.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Dağın zirvesine erişmek zordur.
- Access to the mountaintop is difficult.
Konsol veya aksesuarları yüksek sıcaklık, yüksek nem ya da doğrudan güneş ışığına maruz bırakmayın. (5 °C ile 35 °C veya 41°F ile 95°F aralığında sıcaklığa sahip bir ortamda kullanın)
- Do not expose the console or accessories to high temperatures, high humidity or direct sunlight (use in an environment where temperatures range from 5 °C to 35 °C or 41 °F to 95 °F).
Ne zaman bir kaza olsa doktorların aradığı ilk şey hasta hakkında bazı bilgiler sağlayan bir bilezik, bir kolye, veya bir aksesuardır.
- Whenever an accident happens, the first thing the doctors look for is a bracelet, a necklace, or some accessory that can provide some information about the patient.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
- All students have access to the library.
Şehre demir yolu ile erişilebilir.
- The town is accessible by rail.
Yere kara yoluyla ulaşılamaz.
- The place is not accessible by land.
... a set of things-- getting access to-- if learning ...
... Giving them access to higher education. As I said, we have made sure that millions of ...