Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

about to be specified

listen to the pronunciation of about to be specified
Английский Язык - Турецкий язык

Определение about to be specified в Английский Язык Турецкий язык словарь

following
{s} izleyen

Bizi izleyen birini görmedim. - I didn't see anybody following us.

O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı. - He went out for a walk, with his dog following behind.

following
{i} izleme

Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim. - I asked Tom to stop following us.

Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı. - Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.

following
yandaşlar
following
ardından gelen
following
sözü edilen
following
müteakiben
following
(Havacılık) aşağıdaki müteakip
following
bir şeyin üstüne
following
{i} aşağıdaki

10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır. - On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.

Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var. - I need the following items.

following
{f} izle

Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı. - Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.

Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı. - Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.

following
ed.-den sonra
following
destekçiler türkümü
following
ertesi

Tom pazartesi günü geldi ve ertesi gün eve geri gitti. - Tom came on Monday and went back home the following day.

Tom ve Mary, ertesi hafta yine orada buluşmak için karar verdi. - Tom and Mary decided to meet there again the following week.

following
belirtilen şey ya da kişiler
following
the following şunlar
following
bağımlı olan kimseler
following
{e} sonra

Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı. - Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.

Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları afet alanı gibiydi. - Parts of the city looked like a disaster zone following the storm.

following
tabi olanlar
following
{i} hayran kitlesi
Английский Язык - Английский Язык
following
about to be specified

    Расстановка переносов

    a·bout to be spe·ci·fied

    Турецкое произношение

    ıbaut tı bi spesıfayd

    Произношение

    /əˈbout tə bē ˈspesəˌfīd/ /əˈbaʊt tə biː ˈspɛsəˌfaɪd/
Избранное