a young dog; a puppy

listen to the pronunciation of a young dog; a puppy
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a young dog; a puppy в Английский Язык Турецкий язык словарь

pup
{i} fok yavrusu
pup
yavru köpek

Tom Mary'ye bir yavru köpek satın aldı. - Tom bought Mary a puppy.

Yavru köpek çok üzgün gözlerle ona baktı. - The puppy looked at her with very sad eyes.

pup
yavrulamak
pup
yavru fok
pup
(köpek) doğurmak
pup
{f} yavrulamak (köpek)
pup
{f} (köpek, kurt, fok v.b.) yavrulamak
pup
doğur

Sami'nin köpeği bir sürü yavru doğurdu. - Sami's dog gave birth to a litter of pups.

pup
{i} kurt yavrusu
pup
f yavrulamak pup tent iki kişilik ufak çadır
pup
(isim) yavru köpek, köpek yavrusu, kurt yavrusu, delikanlı, züppe
pup
{f} doğurmak (köpek)
pup
{i} köpek yavrusu

Bir köpek yavrusu ile oynamak çok eğlenceli. - It is great fun to play with a puppy.

Bizim kayıp köpek yavrusunu aradık fakat boşuna. - We looked for our lost puppy, but in vain.

pup
köpekbalığı yavrusu
pup
fok yavrusu/köpek yavru
pup
{i} köpek yavrusu, enik, encik
pup
ayıbalığı yavrusu
pup
{i} züppe
Английский Язык - Английский Язык
pup
a young dog; a puppy
Избранное