Yabani kuşları izliyorum.
- I am watching wild birds.
Yabanî hayvanlar ormanda yașar.
- Wild animals live in forests.
Bazı vahşi kediler komşumun evinin altında yaşarlar.
- Some wild cats live under my neighbor's house.
Güneş vahşi bir renk aleviyle batıyor.
- The sun goes down in a wild blaze of color.
Çölde tek başına hayatta kalabilir misin?
- Could you survive alone in the wilderness?
Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür.
- The area is notable for its scenery and wildlife.
Kediler yaban hayatı için üst düzeyde tehdittir. Daha şimdiden otuz üç tane türün küresel çapta yok olmasından sorumludurlar ve her yıl milyarlarca yabani kuş ve memeliyi öldürmektedirler.
- Cats are the top threat to wildlife. They already are responsible for the global extinction of thirty three species and kill billions of wild birds and mammals each year.
Sami, Kanada'nın geniş, vahşi doğasında yürüyüşe bayılıyordu.
- Sami loved hiking in the vast Canadian wilderness.
Sami, geniş Rus vahşi doğasında yürüyüşe çıkmayı seviyordu.
- Sami loved hiking in the vast Russian wilderness.
Kalbi çılgınca çarpıyordu.
- His heart was beating wildly.
Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor.
- The consumer price index has been fluctuating wildly.
Parti oldukça tenhaydı.
- The party was pretty wild.
She of nought affrayd, / Through woods and wastnesse wide him daily sought.