Oğlunun kazada yaralandığı haberi ona büyük bir şoktu.
- The news that her son was injured in the accident was a great shock to her.
Şoktan dolayı çıldırdı.
- She went mad because of the shock.
Herkes sarsılmış görünüyordu.
- Everyone looked shocked.
Kalabalık sarsılmış görünüyordu.
- The crowd looked shocked.
Bu saat darbeye dayanıklı.
- This watch is shock-proof.