Kahve lekesini çıkarmak zordu.
- The coffee stain was difficult to remove.
Yakanda bir leke var.
- Your collar has a stain on it.
Onun gömleği sosla boyandı.
- Her shirt was stained with sauce.
Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor.
- He's laughing at me because my lips are stained with squid ink.
Bu mürekkep lekelerinin çıkacağını sanmıyorum.
- I don't think these ink stains will come off.
Bu kumaş kolayca lekelenir.
- This fabric stains easily.