O, bana acil bir telgraf gönderdi.
- He sent me an urgent telegram.
O, bana acil bir telgraf gönderdi.
- She sent me an urgent telegram.
Tom'un bir kablolu TV'si yok.
- Tom doesn't have cable TV.
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
- The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
Kablo elektrikli değil.
- The cable is not electrified.
Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
- Electricity cables are made of copper.