Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
- One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.
- Walking from the station to the house takes only five minutes.
On doları beşimizin arasında bölüştük.
- We divided ten dollars among the five of us.
Bizim ev beşimize yetecek kadar geniş.
- Our house is large enough for five of us.
Bir sayısal tarih olarak yazıldığında Mart 14, 2015, pi'nin ilk beş rakamına karşılık gelir- yüz yılda bir kez rastlantı!
- When written as a numerical date, March 14, 2015 is 3/14/15, corresponding to the first five digits of pi (3.1415) - a once-in-a-century coincidence!
Senin şehrin nüfusu benim kasabanınkinin yaklaşık beş katı kadar büyüktür.
- The population of your city is about five times as large as that of my town.
Büyük babam benim beş katım kadar yaşlıdır.
- My grandfather is five times as old as I am.