Ben canım sevgilimi ararım.
- I call my sweetheart darling.
Canım, süpermarkete gitmemiz lazım. Sütümüz bitmiş.
- Sweetheart, we need to go to the supermarket. We ran out of milk.
Gitmek zorundayım, tatlım.
- I have to go, Sweetheart.
Benim hakkımda endişelenmek zorunda değilsin, tatlım.
- You don't have to worry about me, sweetheart.
Ben canım sevgilimi ararım.
- I call my sweetheart darling.
Lise sevgilimle evlendim.
- I married my high school sweetheart.
Ben canım sevgilimi ararım.
- I call my sweetheart darling.
Tom böyle bir sevgili.
- Tom is such a sweetheart.
Yorgun musun, tatlım?
- Are you tired, sweetie?
Sadece yedi gün daha ve sonra tatlımı tekrar göreceğim.
- Just seven more days — then I'll see my sweetie again.
Sadece yedi gün daha ve sonra tatlımı tekrar göreceğim.
- Just seven more days — then I'll see my sweetie again.
Tom bir tatlı pastadır.
- Tom is a sweetie pie.
John married his highschool sweetheart in 1981.
She is such a sweetheart, she never complains about my being late.