Taraftarları korkuyorlardı.
- His supporters were afraid.
Onlar İngiliz taraftarlarına Muhafazakarlar adını verdiler.
- They called British supporters Tories.
Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi.
- Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.
Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
- Your father's friends aren't his only supporters.
Himayen için teşekkür ederim.
- Thank you for your patronage.
Isamu Kobayashi, Rohan Koda'yı himayesine aldı.
- Isamu Kobayashi received the patronage of Rohan Koda.
O yıllardır bu mağazanın bir müşterisi.
- He's been a patron of this store for many years.
Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
- He has a wealthy supporter behind him.
Sadece Esperantist'ler değil fakat aynı zamanda Esperanto destekçileri de kongreye katılabilirler.
- Not only Esperantists, but also supporters of Esperanto may participate in the Congress.
Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
- He has a wealthy supporter behind him.
Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
- Your father's friends aren't his only supporters.
... usually has supporter of greek and roman theaters but the most beautiful evolved ...